Ankara Emniyeti’nde neler oluyor? Sabah' tan Mahmut Övür'ün yazısı

Siyasette bahar havası eserken emniyet bürokrasisinde bambaşka bir rüzgâr esiyor, daha doğrusu fırtına kopuyor. Akıl alır gibi değil, yakın geçmişte bir FETÖ belası yaşayan, sonunda da 15 Temmuz gibi kanlı bir işgal ve darbe girişimiyle bedel ödeyen bir ülkede artık bir daha böyle şeyler olmaz diye düşünürken, bugün emniyet içinde olanlar insanı dehşete düşürüyor.
Düşürüyor; çünkü olanları akılla, izanla açıklamak mümkün değil. İşe önceki gün Sabah'ta çıkan haberden bir cümle aktararak başlayalım:
"Organize suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ın yargılanması devam ederken bir köstebek olayı patlak verdi."
Sıradan bir mafya skandalı deyip geçebilirsiniz. Ama işin içinde şu an görevde olan emniyet müdürleri, polis şefleri, medya ve FETÖ olunca işin rengi değişiyor. Baksanıza medyaya düşen son haberlere göre Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Şube'den sorumlu Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ile Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan açığa alınmış... Dahası İzmir'e gönderilen 4 polisin görev yeri değiştirilmiş ve geniş çaplı bir soruşturma açılmış.
Ama iş sadece bunlardan ibaret değil. Bu noktaya gelmesinin ve bir skandala dönüşmesinin esas nedeni, Ankara Emniyeti'nde bu grubun, siyaset ve siyasetçilere derin bir operasyon hazırlığı içinde olmaları iddiası... Bu müthiş iddiayla ilgili şu aralar sık sık "M7" diye tipik FETÖ yöntemi olan gizli bir tanıktan söz ediliyor. Adı Serdar Sertçelik... Mafyatik Ayhan Bora Kaplan'ın ikinci adamıymış. Tutuklanmış ve 17 sayfalık bir ifade vermiş. Gizli tanık olduğu için de elektronik kelepçeyle serbest bırakılmış. Bu arada vurulmuş ve yurtdışına kaçmış.
Sonra ne oldu dersiniz?

SİYASETE YENİ KUMPAS
Son günlerde bu mafya aparatı Sertçelik'in şu iddiası ortalığı sarstı:
"Eski Adalet Bakanları Bekir Bozdağ, Abdülhamit Gül, Milletvekili Mücahit Aslan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ve Sadık Soylu olmak üzere bu kişilerle ilgili şablon oluşturulacak. Gizli tanık olarak ifademe bu isimleri eklememi istediler."
Yani tıpkı FETÖ gibi şu anda görevde olan polis müdürleri, bir mafya aparatına ifade verdirerek adı geçen siyasi aktörleri suçlayacak. Yeni bir 17-25 yargı operasyonu gibi. Hedef BaşkanErdoğan ve AK Parti hükümeti mi henüz arka planı tam olarak ortaya çıkmış değil ama bu kadarı bile ürpertici. Öyle olduğu içindir ki, ilgili polis müdürleri ve polisler görevden uzaklaştırıldı ve geniş bir soruşturma başlatıldı.

FETÖ'NÜN KİRLİ AKLI
Amaç çok açık: AK Parti döneminde ortaya kirli bir Türkiye fotoğrafı çıktığını göstermek. Zaten uzun zamandır bir kısım medya bu konuda inanılmaz bir çaba içinde. Bir yanda FETÖ'cü sosyal medya meczupları, diğer yanda Erk Acarer gibi Alman emniyetine açık hizmet ettiğini açıklayan "bağımsız" gazeteciler hep bu işle uğraştı. Onlara bilgilerin nereden aktığı da böylece ortaya çıkmış oldu.
Garip olansa bütün bunların onca vartayı atlatan, FETÖ ve PKK gibi küresel belalarla baş ederken ağır bedeller ödeyen AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu bir zaman diliminde yapılıyor olması. Ört ki ölem...
Bu aşamada cevabı aranan çok soru var ama şu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum: Acaba gizli tanık Serdar Sertçelik dehşete kapılıp geri adım atmasa ve emniyet içinde kumpas kurdukları iddia edilen ekiple anlaşsaydı ne olurdu?
FETÖ fiziken uzakta olsa da aklı hâlâ devletin kılcal damarlarını kemirmeye devam ediyor.