DEVA Partili Karatutlu; Eğitimde siyaset değil, liyakat esas alınmalı
Dr. Karatutlu, özellikle deprem bölgesindeki öğretmenlerin mağduriyetine dikkat çekerek, iktidarın eğitim alanındaki politikalarını sert bir dille eleştirdi. Depremde çocuklarını, yakınlarını kaybetmiş, büyük travmalar yaşamış öğretmenlerin dahi siyasi hesaplaşmalara kurban edildiğini vurgulayan Karatutlu, liyakat ve adalet yerine partizanlıkla yönetilen bir eğitim anlayışının, ülkenin geleceğini tehlikeye attığını ifade etti.
“Öğretmenler, siyasi hesapların kurbanı oluyor”
Dr. Karatutlu, hafta sonu Kahramanmaraş’ta yaptığı ziyaretlerde birçok proje okulunda görev yapan öğretmenlerin şikâyetleriyle karşılaştığını belirtti. Süresi dolmadan, hakkında soruşturma ya da ceza kararı bulunmamasına rağmen görevinden alınan öğretmenlerin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çeken Karatutlu, iktidarın kendi atadığı öğretmenleri dahi siyasi sebeplerle tasfiye ettiğini vurguladı.
“Hükümet kendi evlatlarını yer hâline gelmiş.” diyen Karatutlu, siyasi rövanşizm nedeniyle eğitim kurumlarının huzurunun bozulduğunu ifade etti.
“Yürüyen atın başına vurulmaz”
Hükûmetin eğitim ve kültür politikalarında başarısız olduğunu dile getiren Karatutlu, kendi branşı olan sağlık alanında da benzer yanlışlara şahit olduğunu belirtti.
“Yürüyen, işleyen düzenleri bile bozuyorsunuz. Yürüyen atın başına vurulmaz.” sözleriyle iktidarın işleyen sistemlere müdahalelerini eleştirdi.
“Depremzede öğretmenleri bile göz ardı ettiler”
Konuşmasının devamında deprem felaketinin etkilerini hatırlatan Karatutlu, konteynerlerde yaşayan, yakınlarını kaybetmiş öğretmenlerin bile kadrolaşmanın hedefi hâline geldiğine dikkat çekti.
“Allah’tan korkun da, dört deprem ilindeki öğretmenlere bir yıl, iki yıl müsamaha gösterin.” diyen Karatutlu, siyasetin öğretmenlerin acılarını bile görmezden geldiğini vurguladı.
“Eğitimde siyaset değil, liyakat esas alınmalı”
Dr. Karatutlu, konuşmasının sonunda eğitim sisteminde liyakatin esas alınması gerektiğini vurguladı. Siyasi atamalar ve sendika hesaplarıyla değil, bilgi, deneyim ve emek temelinde bir eğitim anlayışının inşa edilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şu çağrıyla bitirdi:
“Allah ıslah etsin.”