İş var işçi yok! Eleman sorunu bitmiyor, deprem sonrası daha bir tuhaf olduk

İşte bu kapsamda Kahramanmaraş'ın tanınmış geniş kitlelere istihdam sağlayan İSKUR Tekstil Enerji Sanayi işletmesi de eleman arayanların arasında.

Yönetim Kurulu Başkanlığını Sevilen ve sayılan kıymetli İş İnsanı Abdulkadir Kurtul'un, 1990 yılında, pamuk ticareti ve çırçırcılıkla faaliyetlerine başlayan İSKUR, günümüzde iplikten örme, dokuma ve denim kumaşa, boyadan hazır giyime, tekstil sektörünün her alanında ve tarım, enerji, otomotiv ve plastik sektörlerinde, ilk günkü heyecan ve inancıyla güçlü adımlarla yoluna devam ediyor.

Sorun sadece büyük şehirlerde değil Anadolu'da da yaşanıyor. Artık bazı fabrikaların duvarlarına ya da servislerine "eleman aranıyor" ilanı asılıyor.

Yeter ki çalışacak eleman olsun, vasıfsız eleman almaya bile razıyız" diyen sanayiciler oluyor.

TÜİK'in açıkladığı işsizlik rakamlarına rağmen, sanayici çalıştıracak personele ulaşmakta zorluk çektiğini, TÜİK rakamları ile saha deneyimleri arasında bir fark gördüğünü belirtiyor.

Yatırım kapasitesini artırıp, ek istihdam sağlamak isteyen bir sanayici işçi açığı nedeniyle zorlanıyor.

Türkiye üretimde bir büyüme yakaladı ama sanayici, işçi sıkıntısı yaşanmayacak ülkelere üretimlerini kaydırmaya başladı, bunu dikkate almak gerekiyor.

Özellikle plastik, tekstil, imalat, inşaat, şantiye, perakende, gastronomide açıklar yaşanıyor. 

Bu sorunu ele alırken genelleme yapmamak, işverenin ve işgücünün beklentilerine, sesine kulak vermek ve şu adımları atmak gerekiyor: 


İşgücünün değişen beklentileri dikkate alınmalı 

Özellikle pandemiyle birlikte işgünün işten beklentileri değişti. Artık insanların deneme süresinde dahi iş bıraktığı bir dönemden geçiyoruz.

Girdiğin işten emekli olmak geçmişte kaldı. İş değiştirme oranları arttı. İşgücü; "masa başı iş istiyor, devlet dairesinde iş arıyor, tembellik yapıyor, işsizlik yok iş beğenmeme var" demek çözüm olmuyor. İşgücü beklentilerine de kulak vermek gerekiyor. 

En belirleyici faktör ücret 

İş tercihlerinde en belirleyici olan ücret. Maaşlar yüksek enflasyon karşısında ezildi.

İnsanlar az maaşa çok iş yapmak istemiyor. Başta barınma olmak üzere diğer yaşam giderlerini karşılamakta zorlanmak istemiyor.

Öyle ki, temmuz ayı ara zam döneminde zam oranından memnun olmadığı için işini toplu halde bırakanlar oldu.

Buradaki ana sorun, işverenin "istedikleri maaşı vermemize rağmen çalıştıracak kimseyi bulamıyoruz" demesi.

Bu başka tetikleyicilere işaret ediyor. İşletmelerin artan maliyetlerini de hesaba katmak gerekiyor.

 

Aynı şartlarda aynı paraya daha kolay işler tercih edilebiliyor

İş seçiminde vardiyalı, uzun mesaili, çalışma şartları daha ağır olan, toz topraklı işlerde çalışmaktan ziyade belediyelerin park-bahçesinde, hastanelerde bekçilik, güvenlik, sekretarya, şoför gibi işlere yönelim artıyor. 

Meslek liseleri, meslek edindirme kursları cazip hale getirilmeli, mavi yaka işlere yönelik algıda değişikliğe gidilmeli 

Meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin çoğu kendi iş kolunda çalışmıyor. Gençlerin üretim alanında çalışmaya özendirilmesi konusunda ailelere ve eğitimcilere önemli görevler düşüyor.

Ailelerdeki "mavi yaka" işlere yönelik oluşan zor ve kirli iş algısının, imaj sorunun düzeltilmesi, gençlerin çıraklık eğitim merkezlerinde ve endüstri mesleklerinde eğitim almaya özendirilmesi gerekiyor.