İstanbul'da okumak güzeldir

İstanbul'da okumak güzeldir

Ne aradığını, nasıl faydalanacağını bilirsen daha da güzelleşir.

Yaşamak ise zordur. Mezun olduktan sonraki yıllarda her uğradığımda iyi ki kaçmışım buralardan dediğimi hatırlıyorum.

Hacı Ömer Malatya'dan, Ahmet Kayseri'den, Necdet Yozgat'tan, Erhan Amasya'dan, ben de Kahramanmaraş'tan yani Anadolu'nun her köşesinden bulduk İstanbul'u... Her brine ayrı ayrı selam olsun.

İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi'ndeki hocalarımızdan, geçmişinizi unutun, burada sizin için yeni bir sayfa açıldı, gönlünüzce gezip tozun, kız arkadaşlarınızla eğlenin diyenler de oldu, bu fırsatı kaçırmayın, şehrin tarihi yerlerini, dokusunu hemen öğrenin, burası göldür, iyilerin de kötülerin de zirvesi buradadır. Alimlerinden, bilginlerinden, kurslarından faydalanmaya çalışın diyenler de...

Çalışma Ekonomisi dersimize, rahmetli Sabahaddin Zaim hoca giriyordu. Aynı zamanda bölüm başkanımızdı. Kendi yazmış olduğu Çalışma Ekonomisi isimli ders kitabımızın her bölümünün ilk sayfasında bir ayet yazılıydı.

Merhum hocamız, islam ekonomisiyle ilgili çalışmalar yapan, bulunduğu her alanda müslüman kimliğiyle gurur duyan güzel bir insandı. Bunları dikkat çekmek, prestij elde etmek için yapmazdı. Zaten o zamanlar, dindar olanlar, dönemin iktidarlarınca hoş karşılanmazlardı.

Bir sancısı vardı. O sancıyla dini, hayatının merkezine koymuştu. Belki biz talebelerine de hocamızdan miras kalmıştır.

Fransızca hocası ise öldü mü bilmiyorum, domuz eti yemeyenlerin gerici olduğunu anlatıyor, dil öğrenmek için o dilin kültürünü yaşamak gerektiğini iddia ediyordu.

Her ne kadar İlahiyat Fakültesi okumasam da bir müslüman olarak dini konulara kafa yormayı görev biliyorum.

Bu din, hepimizin.

İktisat Fakültesini bitirmiş olmam, Celaleyn tefsirini, Safvetuttefasir’i, tefsir-i ayatilahkam’ı okumama engel değildir. Veya edebi metinlerle gramer öğreten katrunnida'yı, akaid bilgisi veren şerhulemali'yi, kaide öğreten şerhulmuğni'yi, felsefe öğreten izahulmübhem-mantıkussüllem'i, miras paylaşımını öğreten feraiz kitabını, Riyazussalihin'i, Tac'ı, nahvulvadıhları, emsile-bina-avamilleri okumama engel değildir.

Nitekim merhum Emin Saraç hocamızı da bulmak ve ders almak nasip oldu büyük beldede...

Mimar, mühendis, doktor, iktisatçı, siyasalcı, tarihçi hangi bölüm mezunu olursa olsun, her müslüman çok derin olmasa da, yaşamını, mesleğini ilgilendiren konuları öğrenmek ve yaşamak zorundadır.

Böyle olursa, din eksenli konuşmalar, çalışmalar çoğalır ve zevk verir. Böylece, dinden, imandan bahseden her kişinin; imam, hoca, ilahiyatçı, vaiz zannedilmesinden uzak kalınır.

Buradan herkesin alim olması gerektiği sonucuna asla varılmamalı. Alim olmak farklıdır. Birkaç arapça kitap bitirmekle, üç-beş yıl ilahiyat fakültesi koridorlarında dolaşmakla, birkaç kitap yazmakla ilim ehli olunmaz. İlim ehlinin eğitim öğretimi, diplomalarla, icazetlerle bitmez. Beşikten mezara kadar devam eder.

Vesselam gençler, okumak için gittiğiniz illerden nasıl faydalanacağınızı bilin. Fırsatları değerlendirin. Okullara, yurtlara kayıtlar yaptırıyorsunuz, heyecanlısınız. Hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun.

Dualarımız sizlerle...

************************************************

Genç adam! İdealist misin? Davan mı var?

Memleketin için ne yapabileceğini mi düşünüyorsun? Çok kolay. Yaptığın işin, mesleğin ne olursa olsun severek ve en güzelini yap, kul ve devlet hakkına çok dikkat et. Boğazından haram lokma geçmemesi ve eve haram lokma gitmemesi için gayret et. Herkes işine odaklanırsa, düzgün yaparsa adalet de, dava da, ideal olan da gerçekleşmiş olur. Allah’ın rızasını kimsenin yaldızlı cümlelerinde, kuru vaatlerinde arama. Çok yakınında, anne-babanda, ailende, sokağında, alışverişinde, trafikte ara. Allah ile irtibatı hiçbir zaman koparma. Sen kendini kurtarırsan ülke kurtulur.

Rabbim seni görünen ve görünmeyen her türlü kötülükten muhafaza etsin.

Mehmet Ali ÖZTÜRK

İktisatçı-Eğitimci-Araştırmacı