“Kahramanmaraş’ın kültürü ve tarihi bizim için bir Gülistan”

Dr. Karatutlu, şehre olan sevgisini ifade ederek, “Kahramanmaraş, çocukluğumdan beri ruhumu besleyen bir gülistandır. Şairin dediği gibi, ‘Maraş bize mezar olmadan düşmana Gülizar olmaz.’ Biz bu şehrin kurtuluş mücadelesini, bu toprakların değerini bu dizelerle büyüyerek öğrendik. Bir Maraşlı olarak, her zaman bu şehir için ne yapabileceğimi düşündüm” dedi. Üniversite yıllarında bile Kahramanmaraş’ın kültürünü tanıtmayı bir görev olarak gördüğünü belirten Karatutlu, “Eskişehir’de okurken, arkadaşlarıma Kahramanmaraş’tan tarhana götürdüm, kültürümüzü paylaşmak, onlara ‘Bakın, böyle bir şeyimiz var’ demek çok hoşuma gitti” ifadelerini kullandı. Bu anekdotla şehrin kültürel değerlerinin tanıtılmasının ve yaşatılmasının önemini vurguladı.

“Bu gülistanın dikenleri de var, depremin acısını yaşadık”

Dr. Karatutlu, Kahramanmaraş’ın zengin kültürel birikiminin yanı sıra, yüzyıllardır doğal afetlerle mücadele eden bir şehir olduğunu belirtti. “Bir deprem bölgesindeyiz; bu güzel gülistanın da dikenleri var. 6 Şubat’ta yaşadığımız gibi, bu şehrin halkı bin yılı aşkın süredir bu zorluklarla karşılaşıyor. İnşallah depreme dayanıklı yapılarla bu dikenlerin acısını azaltacağız” diyerek, şehrin depremlerden etkilenen yapılarının bir an önce güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Kahramanmaraş’ın bülbülleri edebiyatımıza büyük katkılar sağladı”

Kahramanmaraş’ın aynı zamanda bir edebiyat ve sanat merkezi olduğunu belirten Karatutlu, “Bu gül şehrinin bülbülleri var. Bizim bülbüllerimiz Necip Fazıl’dan Mahzuni’ye, Karakoç Kardeşler’den Erdem Beyazıt’a kadar bu topraklardan çıktı. Onların hepsi bizim için birer bülbüldür ve Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamışlardır” diyerek, Kahramanmaraş’ın yetiştirdiği sanatçı ve şairlerin kültürel mirasımıza katkılarını hatırlattı. Karatutlu, bu sanatçıların yalnızca Kahramanmaraş için değil, Türk kültür ve edebiyatı için de birer değer olduğunu ifade etti.

“Burası bir beylik merkezidir, kültürün taşındığı kadim bir kenttir”

Kahramanmaraş’ın tarihsel önemini de vurgulayan Dr. Karatutlu, Dulkadiroğlu Beyliği’ne atıfta bulunarak, “Burası son beylik merkezidir; adına Dulkadiroğlu deyin, Zülkadiroğlu deyin, bu topraklar bir beylik merkezidir ve bir kültür kentidir” dedi. Şehrin tarihi dokusunun ve kültürel mirasının korunması gerektiğini belirten Karatutlu, Kahramanmaraş’ın sahip olduğu bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasının önemini dile getirdi.

“Sosyal ve kültürel destek olmadan depremin etkileri aşılamaz”

Karatutlu, deprem sonrası şehrin yalnızca fiziksel yapılarının değil, sosyal ve kültürel bağlarının da yeniden güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Deprem sonrası bu şehrin toparlanması sadece bina yapmakla olmaz. Sosyal ve kültürel projelere de ihtiyaç var. Sayın Kültür Bakanı ve Tiyatro Genel Müdürü Tamer Bey’le görüşmelerimde de belirttiğim gibi, Kahramanmaraş’ın yeniden ayağa kalkması için sosyal ve kültürel yardımlar şart” diyerek, depremin yol açtığı tahribatın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal olduğuna dikkat çekti.

“Rehabilitasyon potansiyelleri yeniden hayata geçirmektir”

Karatutlu, konuşmasında branşının “rehabilitasyon” olduğunu hatırlatarak, “Rehabilitasyon, mevcut potansiyelleri kullanarak yeniden bir şeyler üretmektir. Biz bu potansiyelleri söküp atmayacağız, yeniden ayağa kaldıracağız” dedi. Kültür Bakanlığı’na seslenen Karatutlu, “Kültür varlıklarımızın bir an önce ayağa kaldırılmasını, şehrimizin kültürel mirasının korunmasını istiyoruz” diyerek, kültürel mirasın korunmasının sadece Kahramanmaraş için değil, tüm Türkiye için bir değer taşıdığını belirtti.

“Kahramanmaraş için yararlı bir etkinlik olacak”

Konuşmasının sonunda, Dr. Karatutlu, bu sempozyumun Kahramanmaraş ve ülke kültürü için önemli bir etkinlik olduğunu belirtti. “Buradan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Kahramanmaraş için, ülkemiz için faydalı bir etkinlik olacağına inanıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum” diyerek sözlerini tamamladı.