Göreve geldikten birkaç gün sonra daire başkanlarına ulak göndererek kapıyı gösteren, ilçe belediye başkanlarıyla didişen, halktan kopuk yapının üstüne Fırat başkanın gelmesi isabet oldu. Daha gelir gelmez kucaklayıcı, mütevazi, çalışkan olduğunu aynı zamanda göreve sımsıkı sarıldığını belli etti. Partisine bakmaksızın ilçe belediye başkanlarıyla toplantı yaparak aile fotoğrafı çektirdi. Çalışanlara güven verdi, her biriyle ayrı ayrı tokalaştı ve onlara bir yandan şehrin inşası için çalışırken bir yandan da gönülleri kazanmaları gerektiğinin mesajını verdi. Dağılanları tekrar toparlayacağı, yumuşak huyu ve güler yüzüyle Kahramanmaraş-Ankara köprüsünü kuracağı, şehrimize hizmet yağdıracağı kanaati uyandırdı bende. Allah yolunu açık etsin başkan. Hayırlı olsun. Dedikoducuların, artniyetlilerin, fanatiklerin ve önyargılıların şerrinden korusun.

Maalesef insanlar inançlarının güzelliklerini hayatlarına yansıtmıyorlar..

Üniversite yıllarımda ermeni asıllı, ateist bir arkadaşım vardı. Müslüman ve Türk olmadığını öğrenmem, uzun yıllarımı almıştı. Mescidin önünde namaz kılmamı beklerdi ben de abdesti olmadığı için sonra kılacak zannederdim. Benim için çok kıymetli bir dosttu. İstanbul Türkçesi konuşurdu ve İstanbul beyefendisiydi.

Ahlak, edep, nezaket, vefa hep önde gelir. Yarım asırlık ömrümde o kadar çok insanla tanıştım ki... Aklıma geldikçe duygulandıklarım ve hasretini çektiklerim de var, her işte hayır var iyi ki yollarımız ayrılmış dediklerim de...

Öyle arkadaşlarım var ki, yıllarca görüşmesek de bir araya geldiğimizde anında birlikte eski günlere döneriz.

İş hayatında da aynı. Kimsenin partisi, görüşü gerçek karakterini göstermiyor. Ne kadar acı ki! Din-iman sahibi olmadığı halde gönlümde taht kuranlar da oldu, sakalıyla, namaz ve orucuyla iğrenç görünenler de...

Bazen keşke müslüman olsaydı veya müslümansa ibadetli olsaydı dediğim hatta dua ettiğim çok kıymetli dostlarım oldu.

Maalesef insanlar inançlarının güzelliklerini hayatlarına yansıtmıyorlar. Güzelim ibadetler, kılık kıyafetler birçok insanda iğreti duruyor. Lafzatullahlar, inşaallah, maşallahlar, bozuk karakterlerin ağızlarında heder oluyor.

Görüşemesek de, kavuşamasak da gönlümde her zaman yeri farklı olan dostlarımı yürekten selamlıyorum. Rabbim cümlemizi iyilerden eylesin ve iyilerle karşılaştırsın.

Mehmet Ali ÖZTÜRK

İktisatçı-Eğitimci-Araştırmacı