Ramazan, yalnızca iftar sofralarında oruç açmak değil; birlikte olmanın, dayanışmanın, hatırlamanın ve unutulmamanın ayı. İşte o yüzden, geçtiğimiz akşam katıldığım iftar programını anlatırken sıradan kelimeler yetersiz kalıyor. Çünkü bu iftar, sadece bir yemek vakti değil, yüreklerin birbirine açıldığı, duaların ortak olduğu, kimsesizlerin sahipsiz bırakılmadığı bir buluşmaydı. Pınarbaşı Çamlık Restoran… Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu yeni mekânda düzenlenen iftar programı, depremzede aileler ve yetimler için özel olarak hazırlanmıştı. O yüzden her detayın titizlikle düşünüldüğünü görmek beni şaşırtmadı. Tertip, düzen, ahenk, sıcak bir misafirperverlik… Ama en önemlisi, herkesin bir arada olduğu samimi bir atmosfer. Bakanımız Murat Kurum’un konuşmasını dinlerken, aslında burada yalnızca rakamlar değil, verilen sözlerin tutulduğuna dair bir güven duygusu da vardı. Depremin ardından geçen süreçte Kahramanmaraş’ta ve diğer illerde yapılan konutlar, çarşılar, iş yerleri… Ama bunların ötesinde, asıl inşa edilen şey umuttu. Çünkü Maraş, sadece binalardan ibaret bir şehir değil, büyük acılar yaşasa da ayağa kalkmasını bilen insanların şehri. Ve dün akşam işte tam da bu ruh vardı… Protokol üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanları… Hepsi, depremzede ailelerle ve yetim çocuklarla aynı sofrayı paylaşıyordu. Ayrıcalıklı bir köşe yoktu, özel masalar yoktu, uzun protokol sıraları yoktu. Aynı ekmeğe uzanan eller, aynı çorbaya kaşık sallayan yürekler vardı. Çocukların gözlerindeki heyecanı, mutlulukla havaya kaldırılan hediyeleri görmek, bir Ramazan akşamını anlamlı kılan asıl şeydi. Gösteriler, ilahiler, sahneye yansıyan renkli ışıklar bir yana, benim için en değerli anlar; sessizce yapılan dualar, göz göze gelen tebessümler, bir yetim başının sevgiyle okşandığı anlardı. Ramazan’ın ruhu sadece iftar sofralarında değil, gecenin en sessiz vakitlerinde, sahurda da kendini gösteriyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş ve AK Parti Onikişubat İlçe Başkanı Durdu Safa Kekeç’in üniversite öğrencileriyle bir araya geldiği sahur buluşmasıydı. Başkan Toptaş ve Kekeç, gençlerle aynı sofraya oturmakla kalmadılar, onlara kendi elleriyle sahur hazırlayarak Ramazan’ın bereketini ve samimiyetini paylaştılar. O gece sadece sahur yapılmadı, gençlerin sesine kulak verildi, dertleri dinlendi ve belki de uzun zamandır hasret kaldıkları bir aile sıcaklığı yaşandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Başkan Toptaş’ın samimi sözleri, sofradaki sıcaklığı daha da pekiştirdi: “Üniversiteli kardeşlerimizle aynı sofrayı paylaşmak, Ramazan ayının manevi atmosferinde bir araya gelmek bizler için çok kıymetli.” İftar sofralarında yetimlerle, sahur sofralarında gençlerle buluşulan bu Ramazan, bize bir kez daha gösterdi ki, paylaşınca çoğalan tek şey sevgidir. Çünkü Ramazan, sofraların değil, gönüllerin açıldığı bir aydır. Ve işte bu yüzden, belki de bu Ramazan’ın en güzel iftarı ve en özel sahuru, burada yaşandı… Nice bereketli sofralarda, nice güzel buluşmalarda yeniden bir araya gelmek dileğiyle…