Her yıl sonunda Kahramanmaraş Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Mustafa Narlı, bir gelenek haline gelen değerlendirme toplantılarında hem yılı masaya yatırıyor hem de şehrin ekonomik ve ticari nabzını tutuyor. Bu yıl da farklı olmadı. Başkan Narlı’nın basınla yaptığı 2024 yılsonu değerlendirme toplantısı, yalnızca bir hesap verme süreci değil; aynı zamanda şehrin gelecek vizyonuna dair ipuçlarıyla doluydu. Ancak dikkat çeken, Narlı’nın samimi ve zaman zaman sitemkar açıklamaları oldu.
Bu toplantıya çağrılmadım, ama bunda kimseye sitemim yok. Çünkü dönüp kendime sordum, Gidip tanıştın mı? “ben buradayım” diyebildim mi? Hayır. Ancak bu beni toplantıda konuşulanları derinlemesine anlamaktan alıkoymadı. Haberleri, videoları belki on kez izledim, okudum, analiz ettim. Mustafa Narlı’nın konuşmalarındaki netlik ve samimiyet, bir iş insanında görmek istediğimiz tüm özellikleri yansıtıyor.
Bana göre, Kahramanmaraş’ın Sakıp Ağası… O, pamuğun piri… Sözü açık, dobra dobra. Bugüne kadar valilikten ticaret ve sanayi odasına kadar birçok programda takip ettim; vizyonu geniş, hedefleri net. Mustafa Narlı, yalnızca bir iş insanı değil, bir rehber yönetici. Şehrin sorunlarını dile getirirken, çözüm yollarını da işaret eden; küçük esnafı gözetirken büyük sanayicinin sıkıntılarını da unutmayan biri. Bu şehre ve insanına umut veren bir isim.
Kahramanmaraş’ın böyle bir vizyonere sahip olması büyük bir şans. Tek temennim, onun bu enerjisi ve samimiyetinin sadece iş dünyasında değil, tüm şehirde yankı bulması. Çünkü Kahramanmaraş için “adam gibi adam”ların gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Başkan Narlı’nın asgari ücret konusundaki tespiti, iş dünyasının sıkışmışlığını ortaya koyuyor: “Bir işçinin bize maliyeti 1.350 dolar, rakiplerimizde ise bu rakam sadece 200 dolar. Bu şartlarda nasıl rekabet edelim?” Narlı’nın, işverenin yükünü anlatırken bir yandan da emekçinin hak ettiği yaşam standardını savunması, onun yalnızca bir iş insanı değil, bir denge unsuru olmaya çalıştığını gösteriyor. Fakat mesele yalnızca maliyetler değil. Kur politikaları ve global rekabet, yerel işletmeleri neredeyse nefes alamaz hale getiriyor.
Depremin etkileri hala taze. Başkan Narlı’nın mücbir sebep hali uzatmasıyla ilgili aktardıkları, küçük esnaf için sevindirici olsa da büyük sanayiciler için hala belirsizlik barındırıyor: “Bir şeyler olacak ama tam istediğimiz gibi değil galiba.” Bu cümle, iş dünyasının devlet desteği konusunda umutlu ama ihtiyatlı bir bekleyiş içinde olduğunu gösteriyor.
Başkan Narlı’nın Konya gezisinden aldığı dersler, Kahramanmaraş sanayisinin yönünü değiştirebilecek cinsten. “Robot yapıyorlar, arkadaşlar,” derken yüzündeki pişmanlık ve heyecan karışımı her şeye bedel. Kahramanmaraş’ın yalnızca tekstil ile sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Narlı, OSB’yi çeşitlendirme ve okullu olma hedefini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada, şehrin girişimcilerini harekete geçirmek için ciddi bir liderlik örneği sergilemesi gerektiği aşikar.
Narlı, şehrin demografik ( nufüs dinamiği) yapısında yaşanan değişimin iş dünyasına etkilerini net bir şekilde ifade ediyor: “Kahveler tıklım tıklım dolu, sosyal yardım alıyorlar, böyle olmaz.” Bu sitem, iş gücünü aktif hale getirme çağrısının ötesinde, sosyal bir uyarı niteliği taşıyor. Suriyelilerin ülkelerine dönüşü konusunda ise “Yüzde 90’ının döneceğine inanıyorum,” diyen Narlı’nın çözüm arayışı, iş dünyasının gelecekteki planlarını da şekillendiriyor.
Belki de toplantının en duygusal kısmı, Başkan Narlı’nın şehrinden özür dileyerek Konya ile kendi şehirleri arasındaki farkı kabullenmesiydi: “OSB’yi devraldığım gün çevre şehirleri gezmemiz lazımmış. Çok pişmanım.” Bu samimi itiraf, liderlerin eksikliklerini kabul ederek daha iyisini yapma kararlılığının en güzel örneklerinden biri olarak kayıtlara geçeceği belli.
Başkan Narlı, konuşmasını “Kahramanmaraş için ümitliyim, bir şeyler olacak,” diyerek tamamlıyor.
Ancak asıl soru şu: Bu “bir şeyler”, Kahramanmaraş’ın istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyler olacak mı? Şehrin iş dünyası, sanayisi ve emekçileri için çözüm üretmek artık yalnızca bir tercih değil, bir zorunluluk.
Kahramanmaraş’ın, robot üretiminin konuşulduğu bir şehir olma hayali belki uzak ama imkansız değil. Yeter ki Başkan Narlı’nın dediği gibi, şehrin tüm dinamikleri “hepimiz bir olup” çalışmaya devam etsin. Çünkü umut, harekete geçtiğimizde gerçeğe dönüşür.
Ama hareketsizlik, hiçbir umudu büyütmez.
Güzel bir hafta sonu dileğiyle sağlıcakla kalalım..