Türkiye, maalesef bir kez daha hain bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerine yönelik gerçekleştirilen bu alçakça eylem, ülkemizin stratejik hedeflerini ve birlik-beraberliğini hedef alıyor. Üzülerek öğrendiğimiz üzere şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Bu tür saldırılar, milletimizi korkutma ve bölme amacı taşır. Ancak tarih göstermiştir ki, Türkiye bu gibi saldırılara karşı daha da kenetlenerek ayağa kalkar.
TUSAŞ’a yönelik hain saldırı, yalnızca bir terör eylemi değil, aynı zamanda Türkiye’nin gelişen savunma sanayisini ve stratejik kurumlarını hedef alan derin bir operasyon olarak değerlendirilmeli. Bu saldırının zamanlaması ve içeriği, tek başına ele alınamayacak kadar büyük ve geniş bir yapıya işaret ediyor. Peki, bu karanlık yapıların gölgeleri nerede başlıyor, nerede bitiyor?
TUSAŞ'ta KAAN milli muharip uçağı, Hürjet savaş uçağı, Hürkuş taarruz uçağı, ATAK savaş helikopteri üretiliyor.. Dünya'da 5. nesil savaş uçağı üreten 5 ülkeden birinin Türkiye olduğunu ve bu uçağın Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ tarafından üretilen KAAN olduğunu birçoğumuz bilmiyor.
Türkiye’nin ulusal savunma sanayiindeki yükselişi, hem içeride hem de dışarıda bazı çevreleri rahatsız etti. Yerli ve milli üretimle güçlenen savunma sanayimizin özellikle son yıllarda kazandığı ivme, Türkiye’yi bölgesel bir güç haline getirdi. TUSAŞ, İHA’lar, SİHA’lar ve daha birçok stratejik teknolojide öncü bir rol üstlenirken, bu kurumun hedef alınması tesadüf olabilir mi? Elbette ki hayır.
Terör eylemleri çoğu zaman taşeron örgütler tarafından gerçekleştirilse de, arkalarında bu örgütlere finansal, lojistik ve istihbari destek sağlayan karanlık yapılar bulunur. TUSAŞ gibi bir hedefe yönelik saldırı, sadece bir terör örgütünün değil, aynı zamanda küresel ve bölgesel çıkar gruplarının planladığı bir operasyonun sonucu olabilir. Bu gruplar, Türkiye’nin bağımsız hareket etmesini, bölgesinde güç kazanmasını engellemeye çalışıyor olabilirler.
Son günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti ve Abdullah Öcalan’a yönelik açıklamaları ile bu saldırının örtüşmesi de karanlık yapıların terör örgütlerini nasıl manipüle edebileceğine dair ipuçları veriyor. Bahçeli’nin sert çıkışlarına yanıt niteliğinde planlanan bu saldırı, Türkiye’deki iç ve dış dinamikleri sarsmayı hedefliyor olabilir. Terör örgütlerinin bu kadar kapsamlı ve organize saldırılar düzenleyebilmesi için güçlü bir destek mekanizmasına sahip olduğu aşikar. Bu mekanizma, yıllardır Türkiye’nin huzurunu bozmak isteyen güç odaklarından başkası olamaz.
Karanlık yapıların rolü yalnızca terörü beslemek değil, aynı zamanda toplumda kaos ve güvensizlik yaratmak üzerine kurulu. TUSAŞ gibi stratejik bir hedefe saldırarak, Türkiye’nin hem ekonomik hem de askeri alandaki başarısını baltalamaya çalışıyorlar. Bu eylemler, içeriden ve dışarıdan işbirlikçilerin de katkısıyla, Türkiye’nin gücünü zayıflatma amacı taşıyan geniş çaplı bir operasyonun parçası olabilir.
Bu saldırı, bir kez daha milletimizin birlik ve beraberliğine yapılan bir saldırıdır. Ancak karanlık yapıların planları, Türkiye’nin dik duruşu ve milletimizin azmi karşısında başarısız olmaya mahkûmdur. Terör örgütlerinin ve onları yönlendiren güçlerin amacı ne olursa olsun, bu topraklarda teröre asla prim verilmemiş, verilmeyecektir.
Bu hain saldırıda şehit düşen vatan evlatlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Onlar, milletimizin savunmasında ve bağımsızlığına yönelik yürütülen bu amansız mücadelede canlarını feda ederek en büyük fedakârlığı gösterdi. Şehitlerimizin bıraktığı emanet, ülkemizi daha da güçlü kılma kararlılığımızı artırıyor. Her bir şehidimizle, bağımsızlık mücadelemizin bayrağı daha da yükseğe çıkıyor.
Ülkemizin hainleri de çok ama Kahramanları daha çok !
Tusaş Çalışanı
“Hainlere inat daha fazla çalışacağız”
Geçmiş olsun güzel ülkem...