Ramazan ayının manevi ikliminde kurulan iftar sofraları, sadece oruçların açıldığı bir ziyafet olmaktan öte, toplumsal bağları güçlendiren ve geçmişle geleceği birleştiren kadim bir gelenek..
Ramazan akşamının tatlı serinliğinde Onikişubat’ta kurulan uzun iftar sofrası, adeta bir dünya haritasını andırıyordu. Çeşit çeşit diller konuşan, farklı ten renklerine ve kültürlere sahip öğrenciler aynı anda oruçlarını açarken, insanlığın ortak bir duygusunda buluşuyorlardı. Onikişubat Belediyesi’nin ev sahipliğinde, 63 ülkeden gelen bu misafir öğrenciler Kahramanmaraş’ın sıcak misafirperverliği ile karşılandı. Ramazan’ın evrensel birlik ruhu, bu sofrada somut bir gerçeğe dönüştü: farklı coğrafyalardan, dinlerden, renklerden gençler aynı ekmeği bölüşüp aynı duaya hep birlikte “âmin” diyebildi. Aralarındaki mesafeler eridi, o akşam hepsi büyük bir ailenin parçası oldu.
Gecenin ev sahibi Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş yine gönüllülere dokundu, iftar öncesi masaları dolaşıp öğrencilerle tek tek sohbet etti, onların memleket hikâyelerini dinledi. Toptaş konuşmasında Ramazan’ın paylaşma ve kardeşlik ayı olduğunu hatırlatarak “Gönül soframızda hiçbir ayrım gözetmeden herkesle aynı ekmeği paylaşmak bizim için büyük bir değer” sözleriyle misafirperverlik duygusunu yüreklere işledi. Bu sözler, dünyanın dört bir yanından gelmiş gençlerin gözlerinde yankısını buldu. Kendilerini bir yabancı ülkede değil, sanki anne babalarının yanında kocaman bir aile sofrasında hissettiler. Farklı dillerde “teşekkür ederim” dediler belki ama hepsinin yüzündeki tebessüm aynı dilde konuşuyordu: Kardeşlik dilinde.
Ramazan’ın birleştirici ruhu, sadece farklı ülkelerden insanları değil, aynı davaya gönül vermiş dostları da buluşturdu bu şehirde. Birkaç gün sonra Kahramanmaraş’ta bu kez, siyasetin hizmet yolunda yıllarca omuz omuza vermiş insanlar geleneksel “vefa iftarı”nda bir araya geldi. AK Parti İl Başkanlığı’nın düzenlediği bu program, resmi bir protokolden ziyade eski arkadaşların hasret gidermesine benziyordu. Uzun yıllar aynı çatı altında emek vermiş parti mensupları, iftar sofrasında anılarını tazeledi, gönülden gönüle muhabbet etti. Siyasetin yoğun temposunda yolları ayrılmış dostlar, Ramazan vesilesiyle aynı masada buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Bu atmosfer, gösterişli bir organizasyondan çok, aile içinde kurulan samimi bir sofranın sıcaklığını yansıtıyordu.
Programın ev sahibi, İl Başkanı Muhammet Burak Gül, selamlama konuşmasında mübarek Ramazan ayının tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini diledikten sonra partililer arasındaki bağın önemine dikkat çekti. Kendi dava arkadaşlarına dönüp içten bir sesle “Bizi güçlü kılan, özümüzdeki vefa duygusu ve kurduğumuz gönül bağlarıdır. Vefayı unutmayarak birlikte yol almanın kıymetine inanıyoruz” dedi. Bu sözler salondaki herkesi duygulandırdı; çünkü o an orada bulunan herkes, aynı büyük hikâyenin parçaları olduğunu bir kez daha hissetti. Ardından kürsüye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, bu birlikteliğin bir dava kardeşliği olduğunu vurguladı. Yıllarca partide görev almış eski isimlerle hâlen görevde olan teşkilat üyelerinin yan yana oruç açmasının AK Parti’de vefa kültürünün bir yansıması olduğunu söyledi. “Bugün burada partimizin vefasını, dayanışmasını ve kardeşliğini bir kez daha gördük” diyen Yavuz’un sözleri, salonda alkışlarla karşılandı. Masalarda göz göze gelen eski yeni tüm yol arkadaşları, bu cümlede kendi hikâyelerinin anlam bulduğunu biliyordu.
Her iki iftar programının sonunda da aslında aynı hakikate ulaşıldı: Paylaşılan sofralar, sadece karınların doyduğu yerler değil, gönül bağlarının kurulduğu mukaddes mekânlar oldu. Farklı ülkelerden gelmiş öğrenciler de olsanız, aynı çatı altında hizmet etmiş yılların dostları da, Ramazan sofrasında yan yana ve kardeşçe oturduğunuzda aranızda görünmez bir bağ örülüyor. Bu bağ, bazen dilini bilmediğiniz birine karşı duyduğunuz muhabbet, bazen yıllar sonra gördüğünüz bir eski dostla paylaştığınız içten bir tebessüm oluyor. Ramazan, insanları aynı sofrada buluşturarak gerçek anlamını buluyor aslında. Oruçlar açılıp yemekler yeniyor belki, ama nihayetinde bu sofralardan geriye kalan en değerli şey, birlikte olmanın verdiği huzur ve vefa duygusu oluyor. İşte bu yüzden Ramazan’ın o büyülü ikliminde kurulan sofralar, bir ömür boyu unutulmayacak gönül bağlarının başlangıç noktası sayılıyor.
Biri uluslararası öğrencileri kucaklayan, diğeri yılların dava arkadaşlarını buluşturan bu iki iftar programında emeği geçenleri tebrik ediyorum.