Kahramanmaraş, 6 Şubat’tan bu yana yalnızca binalarını değil, ruhunu da yeniden inşa etmeye çalışıyor. Fiziki yapıların ayağa kalkması elbet önemli ama bir başka alanda, spor gibi toplumun moral kaynağı olan mecralarda da ayağa kalkmak gerekiyor. İşte tam da bu noktada şehirdeki kamu yatırımları ve kurumların işleyişi her zamankinden daha kıymetli hâle geliyor.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda bu yatırımlar masaya yatırıldı. Sayın Valimizin başkanlığında 449 proje değerlendirildi. Spor yatırımları da gündemdeydi. Dinledik. Anladık ki, Kahramanmaraş Gençlik ve Spor İl Müdürü Yasin Özdemir de bir şeyler yapma niyetiyle yola çıkmış. Toplantıda çizdiği profil, “gelmiş, çalışmaya başlamış” izlenimi veriyor. İyi güzel de…
İzlenim bırakmak, iz bırakmak değildir.
Yasin Özdemir göreve başlayalı neredeyse iki ayı geçti. İki ay..ama bir basınla buluşma düzenlenemedi. Bir şehirde görev yapmaya başlarsınız; o şehrin dinamikleriyle tanışırsınız, merhaba dersiniz, projenizi anlatırsınız. Hele bu şehir Kahramanmaraş gibi geçmişi güçlü, medyası diri, spora yatkın bir şehir ise bu adım elzemdir. Fakat ne yazık ki bugüne dek Maraş basınıyla göz göze gelecek bir bilgilendirme toplantısı dahi yapılmadı.
Maraş, sayın müdürüm, geldiğiniz nüfusu 150 ile 250 arası Bilecik, Kırıkkale vs. küçük yerlere benzemez. Ne kadar mesafeli olursanız olun, bu şehir kendisine anlatılmayanı, kendi dilinde yazmaya başlar. Tesisler ne durumda, gençlik merkezlerinde ne tür faaliyetler yürütülüyor, il ve ilçelerde spora dair ne planlanıyor, bilmiyoruz. Çünkü siz susuyorsunuz.
Görünmemekle görünmek arasındaki o fark, sadece kameranın karşısına geçmek değildir.
Mesela geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş sporunun duayen isimlerinden biri olan, yıllarca minderde nice şampiyonlar yetiştirmiş Rafet Bandırma emekliye ayrıldı. Şehirde spor camiası gözyaşını tuttu, alkışını eksik etmedi. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak bir vefa plaketi gönderildi, ne güzel. Ancak… O törende bir eksik vardı. O da sizdiniz Sayın Müdürüm. O anı paylaşmak, bir ‘vefa’nın en sade ve en samimi hâlidir. Bir şube müdürü aracılığıyla plaket göndermek bir protokol gerekliliği olabilir, ama bir gönül köprüsü kurulmaz böyle. Vefa, paylaşınca büyür.
Geçmişte gençlerle teması koparan bir müdür örneği yaşadı bu şehir. Siz öyle olmayın. Olmazsınız da. Kapasiteniz var. Fikriniz var. Ama şehirden uzak durarak değil, onun nabzına ortak olarak.
Bu şehir, büyük hedefler için küçük adımları alkışlar. Ama atılan her adımın duyulmasını ister. Spor birleştirir, şifalandırır, iş olur, umut olur. Ama bu umut, görünür olursa kıymetlidir.
Kahramanmaraş’ta spor alanında umut verici yatırımlar var. Projeler var. Yatırımların devamı da geliyor. Ama işin ruhu eksikse, istatistikler tek başına tat vermez. Sayın Müdür, bu şehirde sporu büyütmek istiyorsanız, önce gönüllere ulaşmalısınız. Maraş basını, gençliği ve spor camiası sizi izliyor. Sadece ne yaptığınıza değil, ne kadar içten yaptığınıza da bakıyor.
O yüzden…
Vefa, gösterişle değil, görünerek olur.
İletişim, afişle değil, yüz yüze kurulur.
Şehir, yöneticisini görmek ister; en azından bir ‘merhaba’ bekler.
Gülümseten bir Fıkra ile yazımı sonlandırayım..
“Müdürle İletişim”
Bir gün bir köy okuluna yeni bir müdür atanmış. Müdür gelmiş ama kimseyle selamlaşmamış, öğretmenlerle konuşmamış, velilerle dertleşmemiş. Herkes merakta…
Bir gün muhtar dayanamayıp sormuş:
— Müdürüm, köyün nesi eksik sizce?
Müdür hiç düşünmeden cevaplamış:
— İletişim eksik muhtar, iletişim!
Muhtar başını sallamış:
— Vallahi doğru diyorsun müdürüm… Ama bizimle konuşmazsan, biz onu nasıl anlayacağız?