Bazı insanlar sessiz ve derinden gider, gizli gizli olanlara bakar.. Sessiz görünseler de çevrelerinde olup bitenleri derinlemesine analiz eder, olayların arka planındaki detayları gözden kaçırmazlar.. Sanki gizliden gizliye etrafı izleyip içsel bir değerlendirme yaparlar. Açıkça belli etmeden her şeyi göz önünde bulundurarak, gerektiğinde harekete geçmeyi seçerler. Bu durum, bilgelik ve sabrın bir göstergesi olmalı.
Hep yazmak istediğim çok yakından tanımasam da Kahramanmaraşlının gönlünde taht kurmuş kıymetli bir şahsiyet, “Siyaset en büyük karakter sınavıdır” sözünün sahibi Mahir Ünal’dan başkası değil.
Evet, ‘siyaset en büyük karakter sınavıdır’ sözü siyasi kararlar alırken dürüstlük, sabır, adalet ve etik değerlere bağlı kalmanın önemini anlatıyor bence.. An itibarıyla da siz kıyaslayın.. Siyasetçilerin karşılaştıkları zorluklar ve baskılar altında karakterlerini koruyabilmeleri, gerçek liderliği ve topluma olan bağlılıklarını gösterir.
Onu en son Ünal ailesinin memleketi Elbistan’da 300 depremzede çocuk ve evlatları Mehmet Selçuk için düzenlediği, Cumhurbaşkanımızın telefonla katıldığı, mehteranlı sünnet şöleniyle hatırlıyorum. Güzel bir program gerçekleştirmişti. Dinlenmiş olmalı ya bu günlerde MKYK üyesi olarak partide sözü geçiyor ki, il il kongrelerde görüyoruz. Pozitif enerjiyle Hatay, Osmaniye vs tüm ülkeyi dolanıyor. Allah güç kuvvet versin..
Siyaset dünyasında bazı isimler vardır ki, çalışmalarını büyük bir alçakgönüllülükle yürütür, ülkesine katkı sunarken gösterişten uzak bir duruş sergiler. 64. Hükümet Kültür ve Turizm Bakanı ve AK Parti MKYK Üyesi, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mahir Ünal, işte böyle bir isim. Yıllardır, enerjisini ve bilgisini memleketi Kahramanmaraş ve Türkiye’nin geleceği için harcayan Ünal, durmaksızın çalışıyor ve sessiz bir güç gibi ülkemize katkı sağlıyor. Ancak bu özverili gayretleri ve enerjik yönü, medyada çoğunlukla göz ardı ediliyor mu sorusu var. Oysa Mahir Ünal’ı anlamak, onun projelerine, vizyonuna ve Kahramanmaraş’a olan sevgisine yakından bakmakla mümkün.
Ünal’ın çalışmalarına baktığımızda, onun Kahramanmaraş için duyduğu derin sevgi ve sorumluluk bilinci hemen göze çarpıyor. Şehre yapılan yatırımlarda ve kalkınma projelerinde her zaman öncü bir rol oynayan Ünal, Kahramanmaraş’ın kültürel ve ekonomik değerlerini ön plana çıkarmak için yıllardır büyük bir çaba sarf ediyor. Şehrin turizm potansiyelini artırmak, geleneksel el sanatlarını dünyaya tanıtmak ve Kahramanmaraş’ın zengin kültürel mirasını yaşatmak için sürekli çalışıyor.
Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde, Kahramanmaraş’ın kültürel varlıklarını koruma altına almak, turizm alanındaki yatırımları artırmak ve şehrin tarihi dokusunu dünyaya tanıtmak için projeler geliştirmişti. Birçok kültürel etkinliğin ve sanat faaliyetinin desteklenmesini sağlayarak, Kahramanmaraş’ı Anadolu’nun bir kültür merkezi haline getirme hedefiyle adımlar atmıştı.
Mahir Ünal’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, çalışmalarını büyük bir titizlikle ve sessizce yürütmesi gibi geliyor bana.. Genelde siyasi arenada daha çok ön planda olan isimlerin aksine, Ünal kendini öne çıkarmadan, halkın ihtiyacına ve sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmayı tercih ediyor. Bu özelliği onu hem halk arasında hem de siyaset arenasında saygı gören bir lider haline getiriyor.
Bu sessiz çalışma tarzı, onun her zaman bir “hizmet insanı” olarak görülmesine neden oluyor. Siyasi kariyerinde, kendi reklamını yapmaktan çok, hizmetlerini halkın refahına odaklı bir şekilde yürüttü. Onun için “hizmet siyaseti” her şeyden önce geliyor. Kendi bölgesindeki halkla iç içe olmayı, onları dinlemeyi ve onların ihtiyaçlarına yönelik projeler üretmeyi bir görev olarak görüyor.
Mahir Ünal’ın enerjik yönü, özellikle gençlerle kurduğu güçlü ilişkide kendini gösteriyor. Gençlerin sorunlarına duyarlılıkla yaklaşan Ünal, her zaman onların fikirlerine değer veriyor ve onlarla doğrudan iletişim kuruyor. Ünal’ın gençlerle olan bu samimi iletişimi, siyasette de yeni bir jenerasyona örnek teşkil ediyor. Gençlere, ülkenin geleceği konusunda sorumluluk alma bilinci aşılamayı ve onları geleceğe hazırlamayı bir misyon olarak görüyor.
Ünal, aynı zamanda Kahramanmaraş’ın ve Türkiye’nin kültürel değerlerini ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtan bir kültür elçisi. Özellikle edebiyat ve sanat konularında yaptığı çalışmalarla, Anadolu’nun kültürel zenginliğini yaşatmak için önemli adımlar atmıştı.. Onun bu alandaki çalışmaları, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda kültür elçisi olarak da görülmesini sağlamakta.
Mahir Ünal, Kahramanmaraş’ın her alanda gelişmesi için daima uzun vadeli bir vizyon sundu. Şehre yaptığı katkılarla, yalnızca bugünün sorunlarını değil, yarının ihtiyaçlarını da düşünüyor. Turizmden sanayiye, kültürden gençlik projelerine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütüyor. Onun bu vizyoner yaklaşımı, Kahramanmaraş’ın kalkınmasında önemli bir rol oynamakta..
Mahir Ünal, birçok insanın gözünden kaçsa da büyük bir enerjiyi Kahramanmaraş’a ve ülkesine hizmet için harcıyor. Sessiz ama derin etkileri olan bu çalışma stili, onu hem Kahramanmaraş’ın hem de Türkiye’nin önemli bir siyasi model haline getiriyor. O, bir liderin sadece sözüyle değil, yaptığı işlerle de değer kazandığının yaşayan bir örneği.
Sesiniz daha gür çıkmalı!
Yazıyı biraz uzattım.. Siyaset, bir kişinin şehrine olan bağlılığının bir yansımasıdır. Ancak bazen insanlar arasında olduğu gibi, şehir ve siyasetçi arasında da küslükler yaşanabilir. Şehrin siyasete, siyasetin ise şehre ihtiyaç duyduğu bu karşılıklı ilişki, bazen mesafelerle sarsılabilir. Ama bu mesafe, her iki taraf için de kayıptır.
Bir şehre hizmet etmek, o şehrin insanlarına dokunmak, onların dertleriyle hemhal olmak demektir. Fakat bir siyasinin küsüp şehrinden uzak kalması, sadece o kişinin değil, aynı zamanda o şehrin de kaybıdır. Çünkü bir siyasetçi, halkın dertlerini duyabilmek, yüz yüze iletişimi sürdürebilmek için o şehrin sokaklarında dolaşmalı, esnafıyla, işçisiyle, öğrencisiyle sohbet edebilmelidir. Bu mesafe arttıkça, şehrin nabzını tutmak da zorlaşır.
Bir siyasi lider, kırılganlıklarını bir kenara bırakarak, kendisine ihtiyaç duyan bir kente, o kentten uzak durarak nasıl hizmet edebilir? Siyaset bir karakter sınavıdır, derler. İşte bu noktada küsüp gitmek mi yoksa kalıp mücadele etmek mi doğru yoldur? Şehir, kendisine küsen bir lideri çok geçmeden unutacak; fakat o lider, uzaklaştığı o şehri bir boşluk olarak kalbinde hep taşıyacaktır.
Kalın sağlıcakla...