Baştan söyleyeyim yazım siyaset içerikli, yani bir siyasi partinin Mecliste bulunan temsilcisi, sözcüsünün açıklamaları üzerine kurulu.. Gerçi geçtiğimiz yıllarda sağlıkla ilgili bir dernek başkanının ortaya çıkarmış olduğu bir konu, yine hortladı yada hortlatıldı..
Grup Başkanvekili Dr. Turhan Çömez’in, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde yaşanan ve hastaların mağdur olduğu bir stent skandalını kamuoyuna duyurması büyük yankı uyandırdı. İddialara göre, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından sağlanan binlerce stent, hastalara takılmıyor; bunun yerine, hastalar kendi ceplerinden ödeme yaparak dışarıdan stent almaya yönlendiriliyor. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na iletilen bu skandalda, hastane kayıtlarında var görünen ancak depoda fiziksel olarak bulunmayan stentlerin akıbeti ciddi soru işaretleri doğuruyor. Peki, bu olayın ardında yatan gerçek ne? Sağlık sistemi nereye sürükleniyor?
Dr. Çömez’in ortaya koyduğu tablo, kamu sağlığı adına utanç verici bir durumu gözler önüne seriyor. İddiaya göre, stoklarda mevcut görünen stentler aslında depoda yok; fakat sisteme “hastaya takıldı” olarak kaydediliyor. Bu durum, yüzeyde bir hata gibi görünse de aslında, sistemin derinliklerine işleyen bir suiistimal iddiasını ortaya koyuyor. Birilerinin cepleri dolarken, hem devlet bütçesi hem de vatandaşın cüzdanı bu durumda mağdur olan taraf oluyor. İnsanlar, hayati önem taşıyan kalp operasyonları öncesinde, doktorların yönlendirmesiyle ceplerindeki son kuruşu bile başka bir firmadan alınan stente harcamak zorunda kalıyor.
DMO’dan temin edilen binlerce stent, hastane kayıtlarına göre mevcut görünüyor ancak fiziksel olarak ortada yok. Bu noktada ise karşımıza etik dışı bir tablo çıkıyor: Hastalar, bazen sistemde 10-15 stent kullanılmış gibi gösteriliyor. Bu durum, devletin güvenilirliğine olan inancı zedeliyor ve sağlık sektöründe sistemin bozulmuşluğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de milyonlarca Suriyeliye ücretsiz tedavi sunan devletimizin, kendi vatandaşına stent temin edememesi, acı bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Dr. Çömez, üniversite rektörüne ve tıp fakültesi dekanına seslenerek bu skandalın üzerinin örtülmeye çalışıldığını ima ediyor. “AK Parti” ye güvenip de bize bir şey olmaz demeyin” şeklindeki uyarısı, siyasi yapının arkasına saklanarak bu skandaldan sıyrılmak isteyenlere açık bir mesaj niteliğinde. Bir gün, bu kayıtların ortaya çıkarılacağına ve hastaların teker teker dinleneceğine olan inancını vurgulayan Çömez, bu işin peşini bırakmayacağının da altını çiziyor.
KSÜ yönetimi, ortaya atılan bu iddialara karşı hızlı bir hamle yaptı ve konuyu haberleştiren bir gazeteci kardeşimizi çağırarak hastane depolarındaki stentleri tek tek saydırdı. Ancak, bu adım kamuoyunun gözünde “şeffaflık” sağlamaktan çok, konuyu geçiştirme çabası olarak algılandı. Oysa ki, kentteki tüm gazeteciler çağrılıp, konuya dair şeffaf bir bilgilendirme yapılmış olsaydı, belki de bu kadar büyük bir güvensizlik yaratılmazdı. Neden tek bir gazeteciyle yetinildi? Bu hamle, sorunu çözmeye değil, soruları geçiştirmeye yönelik bir çaba gibi görünüyor.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise, bu konunun il koordinasyon toplantısında ele alınmamış olması. Valiliğin koordinasyon toplantılarında kentin önemli meseleleri gündeme gelirken, böylesine ciddi bir skandalın masaya yatırılmamış olması düşündürücü. Eğer bu konu toplantının gündemine alınsaydı, sorumluluklar daha net bir şekilde belirlenebilir ve çözüm arayışına girilebilirdi. Ancak görünen o ki, konu sağlık sisteminin derinliklerinde kaybolup gitmeye yüz tutmuş durumda. O koordinasyon toplantısında ben de vardım, dinledim izledim. Zaten bir çok Müdür istisnalar hariç Vali beyin buyurun dediğinde “efendim burada anlatacak bir durum yok” demesi üzdü şahsen.
Depremden çıkmış bir kentin sorunu yokmuş gibi algıladım...
KSÜ adına orada bulunan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Doğan da en ön sıralarda oturmaya gelmiş gibiydi. Doğru ya, stent skandalı kendi deyimiyle İl Koordinasyon Toplantısı'nın konusu değildi!
KSÜ’ye Sağlık Bakanlığının karışamayacağı yönünde bir cümlesi de oldu telefon görüşmemizde.. Demek ki, tek söz Cumhurbaşkanımız’ın.. İnşallah gereğini de Reis'ten bekliyoruz demektir..
KSÜ Kardiyoloji Bölümü’nde yaşanan bu stent skandalı, hem devleti hem de vatandaşı mağdur ediyor. Stoklarda mevcut görünen ancak fiziksel olarak ortada olmayan stentler, sağlık sistemine olan güveni zedeliyor. Sağlıkta bu tip suiistimallerin yaşanması, toplumun devlete olan inancını sarsıyor. Gazeteci değil de bir vatandaş olarak, yıllarca vergisini ödeyen, bu ülke için canını ortaya koyan insanların, hayatlarını kurtaracak tedaviler için özel firmaların insafına bırakılması kabul edilemez.
Sağlık sistemi, halka hizmet etmek için var ve bu hizmetin ticari kaygılardan uzak, adil ve şeffaf olması gerekiyor. KSÜ’deki bu skandal, sadece bir hastane sorunu değil, tüm ülkenin sağlık sistemine dair ciddi bir uyarı, görülürse!