Bir marka düşünün; doğduğu toprakların kültürünü, lezzetini ve emeğini dünyaya taşıyan… Kahramanmaraş’tan çıkarak, dondurma denince tüm dünyada akla gelen ilk isim olan MADO’dan bahsediyoruz. Sadece bir lezzet markası değil, aynı zamanda bir kültür elçisi MADO. Şimdi ise bu büyük marka, dondurmanın vazgeçilmezi salep üretimiyle yeni bir hikâye yazıyor.
Önceki gün..Türkoğlu İlçesi Kılılı Mahallesi’nde bulunan MADO çiftliğinde, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kanbur’un basın karşısına çıkarak yaptığı açıklamalar, sadece bölge için değil, Türkiye’nin tarım ve gastronomi geleceği için de umut vericiydi. Kanbur’un “Salep üretimini artırmak bir sosyal sorumluluk projesidir” sözleri, ticari bir projeden çok, bir misyonun altını çiziyor.
Kanbur’un ifadeleri, salep üretiminin sadece bir ticari hamle olmadığını gösteriyor. “Dondurmanın temel hammaddesi salep olmadan, Maraş dondurması düşünülemez” diyen Kanbur, bu ürünün değerini bilen bir marka lideri olarak üreticilere ciddi destek vaat ediyor: 10 yıl alım garantisi. Tarım sektörüyle ilgilenenlerin yüzünü güldüren bu açıklama, bölgedeki istihdama ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacak nitelikte.
Salep, Osmanlı’dan günümüze uzanan bir kültürün mirası. Mehmet Kanbur, babasından öğrendiği bu geleneği geleceğe taşımayı kendine görev edinmiş. Kanbur’un sözleri, bir vizyonun ötesinde geçmişe duyulan saygının da bir yansıması: “Babam, salepi ‘hastalara şifa, dertlere deva’ diyerek satardı.” İşte bu cümle, MADO’nun başarısının arkasındaki duygusal bağı ve kültürel sorumluluğu açıkça ortaya koyuyor.
Kahramanmaraş’ın zengin tarım potansiyelini uluslararası bir başarı hikâyesine dönüştüren MADO, bugün 40’tan fazla ülkeye dondurma ihraç ediyor. Ancak MADO’nun hedefleri bununla sınırlı değil. Mehmet Kanbur’un sözleriyle: “Salebi de dünya pazarına taşımak istiyoruz.” Kahramanmaraş’ın gastronomi alanındaki bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandırmak, bu topraklardan çıkan bir dünya markasının gerçek anlamda yerel ve evrensel olabileceğini kanıtlıyor.
MADO gibi büyük markalar, başarıları kadar zaman zaman asılsız iddialarla da karşı karşıya kalabiliyor. Geçtiğimiz günlerde, MADO Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Kanbur’a yönelik sosyal medyada yayılan bir iddia, Kanbur kardeşlerin sert tepkisiyle yalanlandı. Mehmet Sait ve Atilla Kanbur, “Markamızın adını lekelemeye çalışanlar hakkında yasal süreç başlatacağız” diyerek net bir duruş sergiledi. MADO, yalnızca üretimi ve ihracatıyla değil, markasına ve itibarına sahip çıkma konusundaki kararlılığıyla da takdiri hak ediyor. Aslında bu konuya daha geniş bir perspektifle ayrı bir yazıyla değinmek istiyorum bakalım hayırlısı..
MADO’nun salep projesi, aslında bölgenin geleceğine yapılan bir yatırım. Salep üretimi, yalnızca dondurma sektörü için değil, Kahramanmaraş’ın tarımsal kalkınması için de bir dönüm noktası olabilir. Mehmet Kanbur’un çiftçilere sunduğu alım garantisi ve bilimsel destek, bu toprakların zenginliğini dünyaya tanıtmak için bir fırsat.
Bugün MADO, sadece bir dondurma markası değil; kültür, emek ve vizyonun birleştiği bir değer. Salep üretiminde atılan bu adımlar, gelecekte Maraş’ı ve Türkiye’yi gastronomi dünyasının zirvesine taşımaya aday. Çünkü MADO’nun sevdası, sadece ticaret değil; bu topraklara duyulan bir aşk, bir vefa…
Ve en önemlisi, her kaşık dondurmanın arkasında koca bir hikâye var. Salep tarlalarından Maraş sokaklarına, oradan dünya sofralarına uzanan bu hikâye, MADO’nun başarısının sırrını da açıklıyor: Emek, disiplin, kültür ve tutkuyla işlenen bir miras.
Baş aktörleri. Mehmet Kanbur, Atilla Kanbur ve Erdal Kanbur kardeşler.. Yolunuz açık olsun.