Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Eğitimde Zorunluluk Mu, Doğru Yönlendirme Mi?

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin tartışılabileceğine yönelik açıklaması, eğitimde köklü değişikliklere ihtiyaç duyulduğunun önemli bir göstergesi. Mevcut sistemin zorunluluk temelli olması, gençleri sadece diplomaya yönlendirdiği için iş dünyasında ciddi bir vasıfsızlık ve işsizlik sorunu ortaya çıkardı. Zorunlu eğitim çerçevesinde lise mezunu olan gençlerin önemli bir kısmı, üniversiteye giremeyince mesleksiz ve yönsüz bir şekilde hayata atılıyor. Bu durum, hem bireyler hem de aileler açısından ciddi sıkıntılara yol açıyor. Devlet, sanat okullarına teşvikler veriyor, meslek liselerinden mezun olanlara kalfalık, ustalık ve işyeri açma belgeleri sağlıyor, hatta belli bir seviyeye geldiklerinde maaş bile ödüyor. Ancak yine de meslek liseleri, yeterince ilgi görmüyor. Bunun temel nedenlerinden biri, lise eğitiminin zorunlu olması ve gençlerin büyük bir kısmının lise diplomasına sahip olmayı tek amaç olarak olarak görmesi. Eğitim sisteminin mevcut yapısı nedeniyle lise ve üniversite mezunları arasındaki seviye farkı giderek kayboldu. Bugün lise mezunu ile üniversite mezunu arasındaki fark neredeyse yok denecek kadar az. Birkaç alan dışında üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığı, yıllarca KPSS çalışıp hayal kırıklığı yaşadığı bir gerçek. Üniversitelerin, sadece iş bulmaya hazırlık aşaması olarak görülmesi ve gençlerin işsizlikle karşı karşıya kalması, ekonomik ve sosyal bir bunalıma yol açıyor. Öte yandan, fabrikalar ve sanayi sektörleri ise nitelikli eleman bulamamaktan şikâyetçi. Meslek sahibi olmayan, sahada çalışmaya alışık olmayan gençler iş dünyasına adapte olamazken, iş dünyası da aradığı vasıflarda eleman bulamıyor. Bu denklem, sistemin yanlış kurgulandığını ve ciddi bir reform ihtiyacını gözler önüne seriyor. Zorunlu eğitimin lise seviyesine kadar uzatılması, sadece bireyleri değil, küçük sanayi esnafını da olumsuz etkiledi. Çırak yetişmiyor, kalfa bulunamıyor, ustalık artık nadir bir meziyet haline geldi. İş öğrenmeden büyüyen bir nesil, sanayinin geleceğini tehdit ediyor. Vatandaşlar ise iş bilmeyen ustaların hatalarına maruz kalırken, aynı zamanda hizmet karşılığında ödenen yüksek rakamlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu noktada en önemli çözüm, öğrencilerin yeteneklerine göre yönlendirilmesidir. İlkokul eğitiminin tekrar beş yıl olması, bu süreçte çocukların yeteneklerinin keşfedilmesi ve ortaokul döneminde doğru mesleki yönlendirmelerin yapılması büyük önem taşıyor. Ortaokulu tamamlayan gençler, lise ve meslek eğitimi arasında serbest bırakılmalı; sanayi ve esnaf kesimiyle daha erken yaşta tanıştırılmalıdır. Çıraklık eğitimi ortaokuldan itibaren başlatılmalı, gençler işin ciddiyetini o yaşlardan itibaren kavramalıdır. Eğitimde asıl mesele zorunluluk değil, ihtiyaca göre yönlendirmedir. Bugün zorunlu lise eğitimi yerine, öğrencinin yeteneğine göre bir yönlendirme yapılması daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Üniversite mezunu olmanın herkes için tek hedef haline gelmesi, ne bireysel ne de toplumsal anlamda fayda sağlamıyor. Türkiye’nin sanayisi, ekonomisi ve iş gücü ihtiyacı göz önüne alındığında, eğitim sisteminin bu doğrultuda yeniden düzenlenmesi kaçınılmazdır. Gençleri işsizliğe sürükleyen, sanayiyi vasıfsız iş gücüyle karşı karşıya bırakan bu sistemin yerine, bireylerin yetenekleri doğrultusunda meslek hayatına erken atılmasını sağlayacak bir model oluşturulmalıdır. Aksi takdirde, hem işsizlik hem de kalifiye eleman eksikliği gibi sorunlar daha da büyüyecektir.
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2025 - Pazartesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Eğitimde Zorunluluk Mu, Doğru Yönlendirme Mi?

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin tartışılabileceğine yönelik açıklaması, eğitimde köklü değişikliklere ihtiyaç duyulduğunun önemli bir göstergesi. Mevcut sistemin zorunluluk temelli olması, gençleri sadece diplomaya yönlendirdiği için iş dünyasında ciddi bir vasıfsızlık ve işsizlik sorunu ortaya çıkardı.

Zorunlu eğitim çerçevesinde lise mezunu olan gençlerin önemli bir kısmı, üniversiteye giremeyince mesleksiz ve yönsüz bir şekilde hayata atılıyor. Bu durum, hem bireyler hem de aileler açısından ciddi sıkıntılara yol açıyor. Devlet, sanat okullarına teşvikler veriyor, meslek liselerinden mezun olanlara kalfalık, ustalık ve işyeri açma belgeleri sağlıyor, hatta belli bir seviyeye geldiklerinde maaş bile ödüyor. Ancak yine de meslek liseleri, yeterince ilgi görmüyor. Bunun temel nedenlerinden biri, lise eğitiminin zorunlu olması ve gençlerin büyük bir kısmının lise diplomasına sahip olmayı tek amaç olarak olarak görmesi.

Eğitim sisteminin mevcut yapısı nedeniyle lise ve üniversite mezunları arasındaki seviye farkı giderek kayboldu. Bugün lise mezunu ile üniversite mezunu arasındaki fark neredeyse yok denecek kadar az. Birkaç alan dışında üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığı, yıllarca KPSS çalışıp hayal kırıklığı yaşadığı bir gerçek. Üniversitelerin, sadece iş bulmaya hazırlık aşaması olarak görülmesi ve gençlerin işsizlikle karşı karşıya kalması, ekonomik ve sosyal bir bunalıma yol açıyor.

Öte yandan, fabrikalar ve sanayi sektörleri ise nitelikli eleman bulamamaktan şikâyetçi. Meslek sahibi olmayan, sahada çalışmaya alışık olmayan gençler iş dünyasına adapte olamazken, iş dünyası da aradığı vasıflarda eleman bulamıyor. Bu denklem, sistemin yanlış kurgulandığını ve ciddi bir reform ihtiyacını gözler önüne seriyor.

Zorunlu eğitimin lise seviyesine kadar uzatılması, sadece bireyleri değil, küçük sanayi esnafını da olumsuz etkiledi. Çırak yetişmiyor, kalfa bulunamıyor, ustalık artık nadir bir meziyet haline geldi. İş öğrenmeden büyüyen bir nesil, sanayinin geleceğini tehdit ediyor. Vatandaşlar ise iş bilmeyen ustaların hatalarına maruz kalırken, aynı zamanda hizmet karşılığında ödenen yüksek rakamlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Bu noktada en önemli çözüm, öğrencilerin yeteneklerine göre yönlendirilmesidir. İlkokul eğitiminin tekrar beş yıl olması, bu süreçte çocukların yeteneklerinin keşfedilmesi ve ortaokul döneminde doğru mesleki yönlendirmelerin yapılması büyük önem taşıyor. Ortaokulu tamamlayan gençler, lise ve meslek eğitimi arasında serbest bırakılmalı; sanayi ve esnaf kesimiyle daha erken yaşta tanıştırılmalıdır. Çıraklık eğitimi ortaokuldan itibaren başlatılmalı, gençler işin ciddiyetini o yaşlardan itibaren kavramalıdır.

Eğitimde asıl mesele zorunluluk değil, ihtiyaca göre yönlendirmedir. Bugün zorunlu lise eğitimi yerine, öğrencinin yeteneğine göre bir yönlendirme yapılması daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Üniversite mezunu olmanın herkes için tek hedef haline gelmesi, ne bireysel ne de toplumsal anlamda fayda sağlamıyor.

Türkiye’nin sanayisi, ekonomisi ve iş gücü ihtiyacı göz önüne alındığında, eğitim sisteminin bu doğrultuda yeniden düzenlenmesi kaçınılmazdır. Gençleri işsizliğe sürükleyen, sanayiyi vasıfsız iş gücüyle karşı karşıya bırakan bu sistemin yerine, bireylerin yetenekleri doğrultusunda meslek hayatına erken atılmasını sağlayacak bir model oluşturulmalıdır. Aksi takdirde, hem işsizlik hem de kalifiye eleman eksikliği gibi sorunlar daha da büyüyecektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.