Yağmur-kar yağsın amma kış gelmesin ağam diyen abdal, rüzgardan korkmakta haklıymış. Yarım asrı deviren ömrümde böylesini görmedim. Geçmişte yaşanmış. At arabasını kaldırıp havada uçurduğu, yine çatıların uçtuğu, eski evlerin yıkıldığı söyleniyor.
Gece yarısından sonra bir işim dolayısıyla dışarı çıkmak zorunda kaldım. Yollarda yüzlerce ağacın devrildiğine, yüz metre ilerimizdeki bir sitenin çatısının yere düştüğüne şahit oldum. Allah'tan o esnada yolda kimse yoktu. Devrilen minareler var. Bir öğrenci velisi, çocuğu ve hanımıyla ilgili, arabalarının üstüne ağaç düştüğü haberi hepimizi üzdü.
Sanki deprem var gibi binalar sallanıyor. Hastanede yaralılar var. Bazı dostlarımız, apartmandaki dairelerinde yatamadıklarını ve müstakil evlere misafir olduklarını söylüyorlar. Arabalarda geceleyenler oldu.
Ne mi anladım?
Salgını, depremi, seli gördük ama kime sorsak ders almadığımızı, akıllanmadığımızı söylüyor. Kendimize çok güvenip böbürlenmeyelim. Görüp yaşadıklarımız ne kadar zavallı olduğumuzu anlamaya yetmez mi? Dünyaya kıl iple bağlıyız derdi rahmetli ninem. Bir saniye sonramızın garantisi yok. Sanki kıyamet yaklaştı. Afetler, salgınlar, savaşlar üst üste geliyor.
Her an, her şeye hazırlıklı olmalıyız.
Yüce Rabbim her türlü bela, afet, salgın, düşman ve kötülüklerden cümlemizi muhafaza etsin. Bizleri yolundan, sevgisinden, şefkatinden ve hıfz-ı emanından mahrum bırakmasın.
***
ELVEDA DİYEMEM
Delilik bende mi, rüzgârda mı bilemedim,
Vefasız olsalar da, dostları silemedim.
Anılar, güz yaprağı gibi uçuştu yine,
yaşanmış acılar, bir ise katlandı bine.
"Kardeşsiniz, birsiniz" buyurdu ulu kudret,
dargınlık olmaz huzurda, hatalara sabret!
Ah be dostum! Sorma ömrün nasıl geçtiğini,
çam, çınar demeden, fidanları biçtiğini.
Eyvah! Sonbaharı görünce dellendim mi ne?
kar yağsa; "elveda" derim belki nicesine.
Affet Rabb'im, acizim, hulkumda var zayıflık,
lutfedip korumazsan, bitmez bu dağınıklık.
M.Ali (21.12.2017)