Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Belediyeler Kimin Çiftliği?

Geçmişin acı hatıralarını unutmadık… Seçtiğimiz milletvekili başörtülü diye Meclis’ten atılmıştı. Belediye başkanımız okuduğu bir şiir yüzünden mahkûm edilmişti. Üniversite kapılarında kızlarımızın başörtüsüne pranga vurulmuştu. Çocuklar ilahi söyledi diye tanklar yürütülmüştü sokaklarda. Eşi başörtülü, alnı secdeli subaylar ordudan atılıyordu. Devletin en tepesindekiler bile terletiliyordu inançlarından ötürü. Memurlar, akademisyenler, vaizler, öğretmenler… “İnşallah” dedi, “Allah’ın selamını” verdi, namaz kıldı diye fişleniyordu. Evlerinden alınıp hapse atılıyor, işkencelerden geçiriliyorlardı. İşinden, eğitiminden olanların ortak bir suçu vardı: Dindar olmak. Ama hiçbirimiz devlete sırt dönmedik. İdam edilenler, hapislerde sürünenler, inancından dolayı zulüm görenler bile isyan etmedi. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Necmettin Erbakan’ın daveti hep sükûnetti, devlete bağlılıktı. Bugün olanları görünce aklım almıyor. Bağırmalar, tehditler, ayaklanma çığlıkları… Meclisi çalışmaz hale getirmeye, belediyeleri devlete karşı siper etmeye çalışıyorlar. Ama şükür ki arkalarında artık Genelkurmay, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkanları yok. Medyayı istedikleri gibi kullanamıyorlar. Dışarıdan da eskisi gibi destek alamıyorlar. Olsaydı şimdiye darbe bile yaparlardı! Ortada fol yok, yumurta yokken birdenbire Cumhurbaşkanlığı sevdasına düşen, şehir şehir gezen, siyasi zırh giymeye çalışan zatın asıl derdi ne? O devasa para kuleleri, dudak uçuklatan belgeler, havada uçuşan milyarlar… İçlerinde işin farkında olanlar uyarılara başladı bile. Kurultay sürecinde dönen dolaplar, konuşulan rüşvet iddiaları, kendi aralarında başlayan itiraflar… Bütün bunların sonucunda sokaklara dökülen, belediye önlerinde sabahlayan, slogan atan gençlere acıyorum. Demokrasi, özgürlük, Cumhuriyet diyerek kandırılıyorlar. Ama yukarıdakiler malları götürüyor! Geçmişte aynısını din ve iman diyerek FETÖ yapmıştı, şimdi farklı kelimelerle aynı oyunu sahneye koyuyorlar. Kıssadan hisse… Belediyeler devlet içinde devlet olmuş. Seçilenler babalarının çiftliği gibi yönetiyor. Daha kaç belediyede neler var kim bilir? Unutmayalım ki hırsızın partisi, ideolojisi, cinsiyeti, makamı olmaz! O yüzden yerel yönetimlerle ilgili kanunlar gözden geçirilmeli, belediyeler sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Yoksa bu düzen böyle devam eder gider.
Ekleme Tarihi: 20 Mart 2025 - Perşembe
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Belediyeler Kimin Çiftliği?

Geçmişin acı hatıralarını unutmadık… Seçtiğimiz milletvekili başörtülü diye Meclis’ten atılmıştı. Belediye başkanımız okuduğu bir şiir yüzünden mahkûm edilmişti. Üniversite kapılarında kızlarımızın başörtüsüne pranga vurulmuştu. Çocuklar ilahi söyledi diye tanklar yürütülmüştü sokaklarda. Eşi başörtülü, alnı secdeli subaylar ordudan atılıyordu. Devletin en tepesindekiler bile terletiliyordu inançlarından ötürü.

Memurlar, akademisyenler, vaizler, öğretmenler… “İnşallah” dedi, “Allah’ın selamını” verdi, namaz kıldı diye fişleniyordu. Evlerinden alınıp hapse atılıyor, işkencelerden geçiriliyorlardı. İşinden, eğitiminden olanların ortak bir suçu vardı: Dindar olmak. Ama hiçbirimiz devlete sırt dönmedik. İdam edilenler, hapislerde sürünenler, inancından dolayı zulüm görenler bile isyan etmedi. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Necmettin Erbakan’ın daveti hep sükûnetti, devlete bağlılıktı.

Bugün olanları görünce aklım almıyor. Bağırmalar, tehditler, ayaklanma çığlıkları… Meclisi çalışmaz hale getirmeye, belediyeleri devlete karşı siper etmeye çalışıyorlar. Ama şükür ki arkalarında artık Genelkurmay, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkanları yok. Medyayı istedikleri gibi kullanamıyorlar. Dışarıdan da eskisi gibi destek alamıyorlar. Olsaydı şimdiye darbe bile yaparlardı!

Ortada fol yok, yumurta yokken birdenbire Cumhurbaşkanlığı sevdasına düşen, şehir şehir gezen, siyasi zırh giymeye çalışan zatın asıl derdi ne? O devasa para kuleleri, dudak uçuklatan belgeler, havada uçuşan milyarlar… İçlerinde işin farkında olanlar uyarılara başladı bile. Kurultay sürecinde dönen dolaplar, konuşulan rüşvet iddiaları, kendi aralarında başlayan itiraflar…

Bütün bunların sonucunda sokaklara dökülen, belediye önlerinde sabahlayan, slogan atan gençlere acıyorum. Demokrasi, özgürlük, Cumhuriyet diyerek kandırılıyorlar. Ama yukarıdakiler malları götürüyor! Geçmişte aynısını din ve iman diyerek FETÖ yapmıştı, şimdi farklı kelimelerle aynı oyunu sahneye koyuyorlar.

Kıssadan hisse… Belediyeler devlet içinde devlet olmuş. Seçilenler babalarının çiftliği gibi yönetiyor. Daha kaç belediyede neler var kim bilir? Unutmayalım ki hırsızın partisi, ideolojisi, cinsiyeti, makamı olmaz! O yüzden yerel yönetimlerle ilgili kanunlar gözden geçirilmeli, belediyeler sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Yoksa bu düzen böyle devam eder gider.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.