Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Kaybettiğimiz En Büyük Şey: Muhabbetin Tadı

Her Şeyimiz Aceleye Geliyor Her zaman acelemiz var. Telefonlarımızda, toplantılarımızda, alışverişlerimizde… Hal hatır sormaya vaktimiz yok. Sadece gençler değil, hepimiz öyleyiz. Bir yerlere acilen bir şeyler yetiştirmeye çalışır gibi, devamlı koşuyoruz. Bir araya geldiğimizde dahi, birbirimize ayıracak vaktimiz yok. Sohbet ederken gözümüz her an akıllı telefonumuzda. Ağır ağır, tane tane, gözlerin içine bakarak, gülümseyerek ve gönül diliyle konuşmayı unuttuk. Sözün Ağırlığı Kayboldu Konuşmanın, hasbihal etmenin ağırlığı, tadı, tuzu kalmadı. Muhataplar sözü hemen bitirme ve kaçmanın hesabındalar. “Ne diyeceksen çabuk de, benim hemen gitmem lazım” dercesine bir hâl içindeyiz. Meclislerde muhatapların kalpleri birbirlerinden fersah fersah uzakta. Camiler ve Cemaatsiz Cemaatler Camilerimiz bile aynı hastalığa yakalandı. Artık sadece namaz kılmak için gidilen, kimsenin kimseyi tanımadığı, selamın bile ağırlığını yitirdiği mekânlara dönüştü. Tek derdi sadece saf tutmak ve namaz kılmak olanlar, camilerin ruhunu ve İslam’ın özünü anlayamamış demektir. İmam efendi! Namaz kıldırıp hemen camiden çıkma telaşına düşüyorsan, istifanı ver, başka bir görev yap. Eğer cemaat sadece sevap almak için camiye geliyorsa ve muhabbetten, selamdan, kardeşlikten nasibini almıyorsa, burada bir eksiklik var demektir. STK’lar ve Muhabbeti Olmayan Toplantılar Sivil toplum kuruluşları da bu hastalıktan muaf değil. Derneklerde, vakıflarda bir araya geliyoruz ama muhabbet yok. “Gündem işi kolay, önce çayımızı içelim, sohbet edelim, içtenlikle konuşalım” dediğinizde herkesin yüzünde bir acele, bir sabırsızlık… Oysa muhabbetin olmadığı bir vakıf, sadece tabeladan ibarettir. Bunlar yoksa kapat o vakfı ve derneği kardeşim. Dostluklar da Eksildi, Selamlar da Eskiden dostlardan gelen selamın bir ağırlığı olurdu. O selamlar, gönülden gönüle giderdi. Şimdi selam bile aceleye geliyor. Ne kadar koşarsak koşalım, işin sonu gelmez, dünyayı hiçbirimiz kurtaramayız. Öldüğümüz anda her şey biter, yanımızda bir iğne dahi götüremeyiz. Bu sebeple ne olur yavaşlayalım. Tadını çıkaralım dünyanın, kardeşliğin, sohbetin, muhabbetin. Çünkü asıl kaybettiğimiz şey, muhabbetin ta kendisi.
Ekleme Tarihi: 10 Mart 2025 - Pazartesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Kaybettiğimiz En Büyük Şey: Muhabbetin Tadı

Her Şeyimiz Aceleye Geliyor

Her zaman acelemiz var. Telefonlarımızda, toplantılarımızda, alışverişlerimizde… Hal hatır sormaya vaktimiz yok. Sadece gençler değil, hepimiz öyleyiz. Bir yerlere acilen bir şeyler yetiştirmeye çalışır gibi, devamlı koşuyoruz.

Bir araya geldiğimizde dahi, birbirimize ayıracak vaktimiz yok. Sohbet ederken gözümüz her an akıllı telefonumuzda. Ağır ağır, tane tane, gözlerin içine bakarak, gülümseyerek ve gönül diliyle konuşmayı unuttuk.

Sözün Ağırlığı Kayboldu

Konuşmanın, hasbihal etmenin ağırlığı, tadı, tuzu kalmadı. Muhataplar sözü hemen bitirme ve kaçmanın hesabındalar. “Ne diyeceksen çabuk de, benim hemen gitmem lazım” dercesine bir hâl içindeyiz. Meclislerde muhatapların kalpleri birbirlerinden fersah fersah uzakta.

Camiler ve Cemaatsiz Cemaatler

Camilerimiz bile aynı hastalığa yakalandı. Artık sadece namaz kılmak için gidilen, kimsenin kimseyi tanımadığı, selamın bile ağırlığını yitirdiği mekânlara dönüştü. Tek derdi sadece saf tutmak ve namaz kılmak olanlar, camilerin ruhunu ve İslam’ın özünü anlayamamış demektir.

İmam efendi! Namaz kıldırıp hemen camiden çıkma telaşına düşüyorsan, istifanı ver, başka bir görev yap. Eğer cemaat sadece sevap almak için camiye geliyorsa ve muhabbetten, selamdan, kardeşlikten nasibini almıyorsa, burada bir eksiklik var demektir.

STK’lar ve Muhabbeti Olmayan Toplantılar

Sivil toplum kuruluşları da bu hastalıktan muaf değil. Derneklerde, vakıflarda bir araya geliyoruz ama muhabbet yok. “Gündem işi kolay, önce çayımızı içelim, sohbet edelim, içtenlikle konuşalım” dediğinizde herkesin yüzünde bir acele, bir sabırsızlık… Oysa muhabbetin olmadığı bir vakıf, sadece tabeladan ibarettir.

Bunlar yoksa kapat o vakfı ve derneği kardeşim.

Dostluklar da Eksildi, Selamlar da

Eskiden dostlardan gelen selamın bir ağırlığı olurdu. O selamlar, gönülden gönüle giderdi. Şimdi selam bile aceleye geliyor. Ne kadar koşarsak koşalım, işin sonu gelmez, dünyayı hiçbirimiz kurtaramayız.

Öldüğümüz anda her şey biter, yanımızda bir iğne dahi götüremeyiz. Bu sebeple ne olur yavaşlayalım. Tadını çıkaralım dünyanın, kardeşliğin, sohbetin, muhabbetin. Çünkü asıl kaybettiğimiz şey, muhabbetin ta kendisi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.