Müşrikler Peygamber Efendimizi, onunla akrabalığı olan herkesi ve iman edenleri bir mahalleye sıkıştırdılar ve bu mahalleye her türlü yiyeceğin ve yaşam malzemesinin girmesini engellediler. Bunun için mahallenin dört bir yanına bekçiler koydular. İlk aylarda Müslümanların erzağı tükenmeye başladı. Bir müddet sonra elde avuçta ne varsa hepsi tükendi ve açlık bu mahallede yaşayan Müslümanları ve peygamber efendimizin Müslüman olmayan akrabalarını ciddi bir şekilde etkiledi. Peygamber efendimizin akrabaları onu yalnız bırakmadılar. Bu nedenle onlar da boykota maruz kalmışlardı. Peygamber efendimizin akrabalarından sadece Ebu Leheb boykota tabi tutulmamış ve bu mahallede yaşamaya zorlanmamıştı. Çünkü Ebu Leheb kendisini müşriklere kanıtlamıştı. İslam'dan, Müslümanlardan ve akrabalarından ne kadar kopuk ve uzak olduğunu ispatlamıştı. Müşrikler onun İslam'a olan düşmanlığından emin olmuştu. Bu nedenle Ebu Leheb boykota maruz kalmamış, bilakis boykotu yapanların başında yer alıyordu. Boykot günleri aylara dönüştü. Aylar yıllar oldu. Üç yıl süren boykot nedeniyle açlıktan ölümler baş gösterdi. Ama Ebu Leheb rahattı. Kendi mahallesi açlıktan ölüyordu ama o rahattı... Bu boykot bazı müşriklerin protesto ve eylemleri sayesinde ortadan kaldırıldı. Bu müşrikler birlikte hareket ettiler ve resmi evrak sayılan Kabe'deki evrakı yırtmak için harekete geçtiler. Bugün de Ebu Lehebler var. Müslümanların akrabaları, Müslümanların oyunu alan, Müslümanlarla hemşeri olan Ebu Lehebler var. Bunlar Ebu leheb gibi müşriklere, Yahudilere, Siyonistlere kendilerini ispatlamış. Bunlar Gazze ile Müslümanlar arasında duvarlar örmüş. Bunlar Refah ile Müslümanlar arasına mayın yerleştirmiş. Bunlar da Müslümanlara erzak, gıda, ilaç ve yaşam malzemelerinin gitmesine engel oluyorlar. Ebu Leheb gibi. Ebu Leheb gibi kendi halkına zulüm ediyor. Ebu Leheb gibi gözü dönmüş, Ebu Leheb gibi müşriklere kendisini ispatlamış... Ebu Leheb ölmedi. Ebu Lehebler İslam ülkelerinin başındalar. Müslümanların Müslümanlara yardım etmesini engelliyorlar... ==============================-------=============================== Kur'an, "Ebu Leheb'in elleri kurusun" derken, bize bir gerçeği de unutmamamız gerektiğini hatırlatıyor. Tüm zalimlerin elleri kurusun! Ne kazandıkları itibar ne de kendisini koruyanlar ona fayda verebildi. O, zalimler cehenneme girecektir. Hem de adına yakışır bir cehenneme girecektir. Onun karısı da onun müttefiki de onun dostu da ona silah, mühimmat, koordinat, hava sahası, kara sahası, deniz sahası veren de onunla birlikte cehenneme girecektir. Bu sefer kendi ateşine odun taşıyacaktır. Kendi azabını alevlendirecektir. Kendisini yakacaktır. Zalim de zalimin ortağı da aynı yerdedir. Murat PADAK İlahiyatçı-Yazar/ Eğitim Görevlisi