İnsanoğlunun bir kabahati de pireye kızıp yorganı yakmasıdır. Kişi bazen eşiyle tartışır. Cezasını sabah namazına keser. Karısına kızar, ceza olarak sabah namazına kalkmaz. Kişi bazen amirine kızar. Cezasını öğrencilerine keser. Onlara ders vermez, ders verince azarlar, surat asar. Kişi bazen vatandaşa kızar. Cezasını ezana, kamete, tadili erkana keser. Ezanı düzgün okumaz, kamete/kamette bağırır, namazı baştan savar. Kişi bazen babasına kızar. Cezasını başörtüsüne ve tesettürüne keser. Başını düzgün örtmez, tesettüre riayet etmez. Kişi bazen patronuna kızar. Cezasını çoluk çocuğuna keser. Onlara bağırır, çağırır, onları döver, incitir. Kişi bazen hocasına kızar. Cezasını Kur'ân'a keser. Kur'ân’ını adabına göre açıp kapatmaz. Sayfaları hiddetle çevirir, okumaz, onu okunmaz bırakır. Kişi bazen arkadaşlarıyla tartışır ama sabah namazını cezalandırır. Ezanı duyar ama kalkmaz. Alarmları bilerek ve isteyerek kapatır. Bazısı hoşuna gitmeyecek bir haber duyar bir akşam vakti. Ama tüm hıncını yatsı namazından çıkarır. Kendisini sokağa atar, onu bunu arar, zamanı boş boş geçirir. Sonra da uykusuzluktan yatsı namazını kılmadan düşüp yatar. Hatta bazısı daha da hırçınlaşır. Hocaya kızar ama cezayı imanına keser. İmanını tehlikeye atacak laflar eder, İslam’a ve Müslümanlara laf eder. Allah Teâlâ Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şahsına hitaben bizlere şöyle buyurmaktadır: "Biz onların söyledikleri nedeniyle kalbinin kırıldığını, daraldığını çok iyi biliyoruz. Ama sen, Rabbini hamd ederek tesbih et ve secde edenlerden ol. Rabbine kesin son olan ölüm gelinceye kadar kulluk et!" Hicr sûresi 97-99. Yani onlara kızsan da bana kızma! Onlardan yana kalbin kırılsa benimle ilgini kesme! Sabahlara kadar uykusuz kalıp namazını ihmal etme! "Onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizli yaptıkları şeyleri de aleni yaptıkları şeyleri de çok iyi biliyoruz." Yasin sûresi 76. Yani onlar seni üzdü diye benim bundan haberim olmadı sanma! Görüyorum, duyuyorum, biliyorum. Onlara kızdın diye bana da kızma! "Onların söylediklerine karşı sabırlı ol, Rabbini sabah güneşi doğmadan ve akşam güneşi batmadan hamd ederek tesbih et."Kâf sûresi 39-40. Yani milletin lafına bakıp üzülme, aceleci olma! Fevri hareket etme! Hızlı koşup erkenden yorulma! Bilakis sabırlı ol. Sabah namazına ceza kesme! Akşam namazını terk etme! İnsanlara gücendin diye Allah'a da gücenme! "Rabbinin hükmüne karşı sabırlı ol. Çünkü sen bizim gözetimimiz altındasın. Kalktığında Rabbini hamd ederek tesbih et. Geceleyin de onu tesbih et. Yıldızlar battıktan sonra da." Tûr sûresi 48-49. Yani takdir-i ilahî olan konularda aceleci olma. Kızıp darılma! Bunlar neden başıma geliyor deme! Uyandığında, ayağa kalktığında, akşam karanlığında, gecenin çöktüğü vakitte Rabbini unutma! Onu öv, onu yücelt, namazını kıl! Başına gelen musibetin faturasını öğlen namazına, yatsı namazına, sabah namazına kesme! Hepimiz için çok dersler içeriyor bu ayetler. Öfkeni dinden çıkarma! Kızgınlığının faturasını sabah namazına kesme. Başına gelen musibetin cezasını oruca kesme! Ailene kızdın diye Kur'an okumayı ihmal etme. Hocaya kızdın diye cemaatle namazı terk etme! Eşine kızdın diye berduş olma, derviş ol!... Rabbim bizlere şuur ve basiret ihsan eylesin! *************************************************************************************************************** Herkes bir şeylerin yoksuludur. Kimisi malın yoksuludur. Kimisi ahlakın yoksuludur. Kimisi ibadetin yoksuludur. Kimisi ailenin yoksuludur. Kimisi de imanın yoksuludur. Malın var ama ailen yoksa? İbadetin var ama ahlakın yoksa? Ahlakın var ama imanın yoksa ne işe yarar? En büyük yoksulluk hangisidir? Rabbim bizleri iman, ahlak, ibadet, aile ve mal zengini eylesin! Murat PADAK İlahiyatçı-Öğretim Görevlisi